1. Türk Damgalarını Çağdaşlaştırma Çalıştayı Düzenlendi

Türk Dili Derneği olarak 2 Şubat 2025 günü İstanbul Küçükçekmece'deki Kemalpaşa Semt Konağı’nda “1. Türk Damgalarını Çağdaşlaştırma Çalıştayı”nı düzenledik. Bu yazıda çalıştay ile ilgili değerlendirmemiz yer almaktadır. 

Türkçesi Varken Topluluğu olarak çalışmalarımız 28 Ağustos 2007’de turkcesivarken.com’uñ (şu an kapalı) açılmasıyla başladı. Çevrim içi yürüttüğümüz sözcükleri özleştirme çalışmalarına 2008 yılında Göktürkçe çalışmalarını da ekledik. Var olan ilgi kurumsallaşmayı kaçınılmaz kılınca 2009’da Türk Dili Derneği adını bélirleyip tüzüğümüzü yazdık. Bu dönem kurucular olarak benim üniversite okumak için Azerbaycan’a, Oktay Doğangün’üñ de İtalya’ya gitmesinden dolayı dernekleşme sürecimiz értelendi. Türkçesi Varken Topluluğu ise bu süreçte çalışmalarını artırdı, étkinliklerini yürüttü. Bu ad ile öğrenekler (kurslar) düzenlendi, bétikler (kitaplar) ve dergiler yayımlandı. Türlü görütler (videolar) çekilip kurgulandı. Böylece Türkiye’ye döndüğümüz 2014 yılında daha istekli biçimde dernekleşme sürecine giriştik. 5 Ocak 2015’te derneğimiz için Şirinevler’de kiralık yér tutsak da İstanbul Valiliği tüzüğümüzü 2 Şubat 2015’te onayladı. Böylece Türkçesi Varken Topluluğu olarak çıktığımız yolda artık Türk Dili Derneği adıyla yürümeye başladık. 2 Şubat 2025’e geldiğimiz gün de bu yolculuğuñ 10. yılını géride bıraktık.

Çevrim içi yayınlarımız ile on binleri bulan çalışmalarımız, dernekleşmeden soñra yüz yüze étkinlikleriñ artmasına olanak tanıdı. İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğünüñ 3 ayrı zamanda vérdiği olurlar ile ortaöğretim kurumlarımızda toplamda 146 sunum yapıp 18.730 öğrencimize damgalarımızı añlatıp tanıttık. Dernek, vakıf ve üniversitelerde 28 ayrı öğrenek düzenleyip yüzlerce kişiye katılım ve bitirme bélgesi vérdik. 13 bétik yayımladık. Bunlar arasında yéñi bulunan Dede Korkut’uñ 3. Elyazması’nıñ ilk yayını da yér almaktadır. 2020’de düzenlediğimiz Uluslararası Dede Korkut Bilgi Şöleni ve Deli Dönmez’e Ad Vérme Çalıştayı ise bugün birçok yazıda kaynak gösterilmektedir. 

Bir dernek için 10 yıla ulaşmak öñemlidir. Üstelik tümüyle kéndi özgücüyle, üyeleriniñ aylık ödentileri ile ayakta durup étkinlikler gérçekleştirmek övünç véricidir. Bu bakımdan tüm üye arkadaşlarımı kutlarım. Birlikte nice yıllara çıkmak dileğiyle yolculuğumuz uğurlu olsun. 
Derneğimiz, tüm bu deneyimlerini arkasına alarak 2008’den bu yana yürüttüğü Göktürkçe çalışmalarını tartışmaya açmak, doğru ve yanlış savlarıñ elekten géçirilerek eñ töz biçimine ulaşmasını sağlamak için bir çalıştay düzenleme yargısına vardı. Bunuñla ilgili ilk girişimi 2022’de Gagavuz Yéri’nden Komrat Devlet Üniversitesi ile oldu. Rektörlük düzeyinde görüşmeler sözleşme aşamasına gelindiğinde olumsuz soñuçlandı. Soñraki yıllarda Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi, İzmir Ege Üniversitesi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İstanbul İstinye Üniversitesi gibi birçok kurumla görüşmeler olsa da istediğimiz soñuçlar çıkmadı. Biz de kéndi yağımızda kavrulalım, düşüncesi ile eñ kötü olasılıkla 20 m2’lik Küçükçekmece’deki dernek yérleşkemizde düzenleme yargısına vardık. Kolları sıvayıp çalışmaları sıklaştırdık. Küçükçekmece Belediyesine birçok kéz dilekçe yazıp soñunda Kemalpaşa Semt Konağında yér bulduk. 
Çalıştay duyurusundan soñra çağrılara başladık. Hiçbir ayrım yapmaksızın Göktürkçe ile ilgilenmiş herkesi çağırmaya özen gösterdik. Çağdaşlaştırmayı benimseyen ya da buna karşı çıkan herkese çağrıda bulunduk. Amacımız, dil bilimsel bir tartışma ortamını yaratmaktı. Bu konuda çok içten olduğumuzu vurgulamak isteriz. “Ben yaptım oldu.” düşüncesiniñ çok uzağında, “Biz uzlaştık, oldu.” dénilebilmesi için kamuoyunu bu tartışmaya çağırdık. Kimisi yanıt vermedi, kimisi nazik biçimde geri çevirdi. Türk Dil Kurumu da resmi olarak gelemeyeceklerini, başkanın aynı tarihte başka bir izlencede olduğunu yazarak iletti. Çalıştaya bir yedigün kala ise TÜRKSOY’dan olumlu yanıt geldi. Genel Sekreter Sultan Raev’in de geleceği bildirildi. Kendisine açılış konuşmasında yer ayırsak da iki gün kala bir mazaret yazısı ile gelemeyeceği bildirildi. Genel Sekreter yerine bir temsilci de gönderilmemesi TÜRKSOY’un kurum olarak caydığını düşündürmüştür. 
2 Şubat 2025 günü gelip çattığında tüm arkadaşlarımızla tasarladığımız biçimde çalışmalara koyulduk. Göze çarpan, olumsuzluk olarak konuşulabilecek herhangi bir aksama söz konusu olmadan alnımızın akıyla hem 10. yılımızı kutladık hem de çalıştayımızı bitirdik. Şunu açıkça yazabilirim: Beklentimin üstünde bir katılım oldu. Birçok farklı ilden gelen katılımcı ve dinleyicilerin varlığını bilmek güç verdi. Çalıştay için geceden yollara düşenlere esenlikler dilerim.

Çalıştay, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Kurtuluş Savaşımızın kahramanlarına saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Eşim Burcu Uluç’un sunuculuğu ile başlayan çalıştayda açılış konuşması yapıp derneğimizin çalışmalarından söz ettim. Ardından Azerbaycan’dan Türkeş Aliyev, Manas Destanı’ndan bir kesiti okuyarak çalıştaya renk kattı. Sonrasında bildirilerin sunulduğu oturuma geçildi. İlk bildiriyi kürsüden Prof. Dr. Osman Fikri Sertkaya sundu. Ardından Muğla’dan Prof. Dr. Ali Akar çevrim içi bağlanarak sözü aldı. Ondan sonra Kazakistan’dan Dr. Napil Bazılxan çevrim içi olarak bildirisini sundu. Çay arasından sonra bildirilerin sunulduğu ikinci oturumumuz başladı. Antalya’dan gelen Doç. Dr. Mehmet Sağ ile başlayan oturumu Dr. Oktay Doğangün ve benim bildirilerimizle sürdürdük. İzmir’den gelen Dr. Oder Alizade’nin bildirisinden sonra Ankara’dan çevrim içi katılan Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun değerlendirmelerde bulundu. Çalıştayımıza Rusya’dan gelen Dr. Şahnaz Kamalova kürsüye çıktı. Akif Taş’ın bildirisinden sonra kürsüye Bursa’dan gelen Hayri Tekgöz (Yazı Yolcusu) çıktı ve son oturum için ara verildi. “Çağdaşlaştırma gerekli mi?”, “Çağdaşlaştırma nasıl olabilir?” sorularının tartışıldığı üçüncü oturumumuzda Çanakkale’den çevrim içi katılan Doç. Dr. Hayrettin İhsan Erkoç görüş ve değerlendirmelerini iletti. Ardından Dr. Napil Bazılxan düşüncelerini paylaştı. Çağrılı konuşmacılardan olan Prof. Dr. Ahmet Taşağıl bir gün öncesinden telefon ile bildirip Yalova’daki yuğ törenine gitmesi gerektiğini ilettiğinden tartışmada yer alamadı. Son olarak Prof. Dr. Osman Fikri Sertkaya tartışmaya katılıp deneyimlerini, yaşadıklarını ve güncel durumda yaşanabilecek sorunlara da ilgi çekip oturumu bitirdi. Kürsüye son olarak çıkıp kapanış konuşmasını yaptım, alkışlarla çalıştayımızı bitirdik. 
Uzun süredir üzerinde durup hazırlıklarını yaptığımız çalıştayı başarıyla bitirmiş olmanın övüncünü yaşadığımızı, bir ilki gerçekleştirmenin kıvancını duyduğumuzu bildirmek isterim. Türk Dili Derneği olarak elimizi taşın altına koyup büyük bir sorumluluk üstlendiğimizin bilincindeyiz. Yaptıklarımızı yüreklilikle tartışmaya açmak da bu bilincimizin bir parçasıdır. 

Çalıştayımız Türk diline, Türk ulusuna uğurlu olsun.
Sonuç:

1. Türk Damgalarını Çağdaşlaştırma Çalıştayı'nda sunulan bildirilerden ve tartışmalardan ortaya çıkan ortak düşünceler şöyledir:

1) Damga sözcüğü bir terim olarak kullanılabilir ancak başka añlamlarınıñ daha öñde olmasından dolayı özge bir sözcük için üzerinde yeniden düşünülmelidir.

2) Türk damgaları günümüzde kültürel bir değer olarak kullanılmalıdır. Bélirtke (logo), dövme ya da sanatsal çalışmalarda yér bulabilir.

3) Türk damgaları, günümüz sözcüklerini yazmak için yéterli déğildir. Çağdaş dilimizi karşılayabilmesi için ölçünleştirilmiş (standardize édilmiş) damgalar ve yazım kuralları bélirlenmelidir.

4) Türk sayılarının simgeleştirilmesi üzerine durulmalı, öneriler gözden geçirilmelidir. 

5) Çalıştayıñ ikinci kéz düzenlenmesi için gérekli adımlar atılmalı, kapsamınıñ géñişletilmesi üzerinde durulmalıdır.

Araca Yapıştırılan Göktürkçe Yazılarıñ Ruhsata İşlenmesi (TÜVTÜRK ve Noterde Göktürkçe için Yapılacaklar)

Noterden ruhsatnameyi de aldığım için emsal niteliğindeki gelişmeyi sévinçle duyururum. 
Geçtiğimiz aylarda yük taşımak için bir araç almış, bir süre soñra da aracıñ dışına Hoytu Tamır'dan Göktürkçe bir metin ve günümüz Türkçesinde çağdaşlaştırılmış damgalarla Kutlu Yayınevi ile Göksel Sözcükleriñ Yayıncısı sözcüklerini yazdırıp Kutlu Kağan'ıñ mührünü yapıştırtmıştım. Ardı sıra bunuñ ruhsata işlenmesi için araştırma yaptığımda aracıñ fotoğraflarınıñ çekilerek il/ilçe emniyet müdürlüğüne gidilmesi gérektiği bilginsine ulaştım. Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürlüğüne gittiğimde ise bunuñ doğru olmadığını öğrendim. Araç Tescili birimindeki polis, bu işi noterleriñ yaptığını, oraya gitmem gérektiğini söyleyince soluğu Bakırköy 7. Noterliğinde aldım. Fotoğraflarıñ çıktısını aldığım kâğıdı uzatıp tescil yapılmasını istediğimde tescil için muayene tutanağı getirmem gérektiği bildirildi. Böylece ben de yıl soñu olmasından kaynaklı yığılma ile Silivri Sinekli'deki Tüvtürk'te anca yér ayırtabildim. 29 Aralık 2024'te, üstelik pazar günü de olmasından dolayı urukça il dışına gezmeye gider gibi düştük yola. Sıramız gelince aracı görevliye teslim edip beklemeye koyulduk. Atabey, yanımızda getirttiği bisikleti ile dolanıyor, biz de Burcu ile çardakta görevliniñ onay bélgesini getirmesini gözlüyorduk. Dérken kapı açılıp elinde bélge ile çıkagelen görevli, aracımızıñ muayeneden géçemediğini söyledi. Uzattığı bélgeye şöyle bir göz attığımda birkaç hafif kusur ile birlikte eñ üstte ağır kusur olarak araç üstüne yapıştırılan farklı renkli kısmı not düşmüşlerdi. Duruma karşı çıkınca başka bir görevli geldi. Ona durumuñ yönetmeliğe aykırı olmadığını ve onay vérilmesi için sözlerimi yineleyince istasyon amiri geldi. Uzunca bir konuşma oldu. Özetle damgaları okuyamadıkları için işlem yapmayacaklarını bildirdiler. İlerleyen günlerde Tüvtürk yétkililerine bir öñeri ulatısı yazdım. Görevliniñ okuyamadığı yazınıñ Lâtin damgaları ile açıklamasını içeren bir bélge götürülmesi durumunda bu bélgeniñ dayanak alınarak işlem yapılmasını öñerdim. Yeminli tercümandan alınacak bir bélge ile bunuñ olabileceği söylendi. Ben de İngilizce, Almanca için yéminli çevirmen bulunur da Göktürkçe için bulunmaz, diyerek Türk Dili Derneğinden bir bélge götürmeyi sundum. Söz konusu yazılarıñ okumalarını ve Lâtin damgaları ile karşılıklarını içeren bir bélge örneğini yétkililere ilettim. Ertesi gün merkezden arayarak işlem yapılacağı bildirildi. Ben de 4 Ocak 2025'te yine yağmurlu bir günde Silivri yoluna düşüp muayene istasyonuna vardım. Görevliler Türk Dili Derneğinden imzalı bélgeyi dayanak alıp araç üstünde yazılan Göktürkçe metni ve çağdaş damgalarla yazılı sözleri Lâtin damgaları ile tutanağa işlediler. Muayene onaylandı, bélgeye kol çekip eve döndüm. 6 Ocak 2025'te de Bakırköy 7. Noterliğine bir kéz daha uğrayıp tutanağı ve imza sirkülerini vérerek söz konusu Göktürkçe yazıları ruhsatnameye işlettim. 

Soñuç olarak:
1) Üzerinde hiçbir Lâtin yazısı olmayan, tümüyle Türk damgalarını içeren bir araç tasarımı resmî tüm işlemler için onay aldı. 

2) Türk Dili Derneği, araçlarıñ Göktürkçe yazılarınıñ tescili için bilirkişi konumuna geldi. Bu konuda yétki kazanmış oldu. 

3) Türk damgaları, çağdaş kullanım için emsal niteliğindeki bir gelişmeyi başarıyla soñuçlandırdı. 

Ulusumuza ve dilimize uğurlu olsun.

28. Göktürkçe Öğreneği Bitti

Türk Dili Derneği olarak düzenlediğimiz 28. Göktürkçe Öğreneği, başarıyla bitti. Ayrı yaş öbeklerinden katılımcılarıñ bulunduğu sınıfımızda temel düzeyde öğretim yapıldı. Soñ dersimiziñ ardından katılım bélgeleri ile anı fotoğrafı çektirildi. Artık damgalarımızı okuyup yazabilen yéñi kişiler daha var aramızda. Uğurlu olsun. 🇹🇷 

92. Türk Dil Bayramı ve Ortak Türk Alfabesi Üzerine Değerlendirmeler - TRT Antalya Radyosu

Bu yıl 92.sini kutladığımız Türk Dil Bayramı ve 11 Eylül 2024'de duyurulan Ortak Türk Alfabesi üzerine değerlendirmelerde bulunmak için TRT Antalya radyosunun "Hayatın İçinden" adlı canlı yayınında Ayşen Merve Temiz'in konuğu oldum.

https://youtu.be/tjKTr6yOlMM?si=wLhL3zzi_wL12oFH


Tarihî Türk Şivelerinde İkilemeler yayımlandı


Éşim Burcu'nuñ 8 yıllık doktora çalışması bugün Kutlu Yayınevimizden bétik olarak çıktı. Türklükbilimine uğurlu olsun. Umarım alaña katkısı öñemli olur. 👏

Yazım sürecini ve savunma aşamalarını Atabey ile birlikte yakından izlediğimiz bu çalışmada bir téziñ ne çetinliklerle ortaya çıktığına tanık olduk. Bu bakımdan tüm téz yazarlarını kutlarım. Yazma aşamasında olanlara da kolaylıklar dilerim. 🙂

Bu arada kapak görseli yapay anlak ürünü déğildir. Moğolistan'ta Orhun ırmağı kıyısında bulunur.