Sözcükler Terleyebilir mi?

Türkçede iki ünsüzün yanyana gelmediğini biliyoruz. Öyle ise terk sözcüğü nasıl Türk kökenli oluyor?

Bu tür sözcükler dilimizde epeyce bulunmaktadır. En kolayından Türk sözcüğünün kendisi var. Ançıp köken araştırması yapıldığında işin özünü bilmek kişiyi sevindiriyor.

Göktürkçe'de Türk sözcüğü (türük) gibi kullanılmakta idi. Bu yüzden bir sorun yokdu. Oğur içinde son seslemdeki /ü/ ünlüsü düşmüş ulayı Türk olmuştur. Türük sözcüğündeki /ük/ eki, kırık-sökük gibi sözcüklerde geçen eylemden ad yapan ekin kendisidir. Kırık kırılmış, sökük sökülmüş gibi türük de türemiş anlamına gelmektedir. Bu kökenlemenin ayrıntısı uzun süreceğinden, konu dağılmasın diye kısa kesiyorum.

Terk sözcüğünün de eski dilde terik () olduğunu düşünüyorum. İlk seslemde /e/ olduğu için sonrasındakı dudak benzerliğinden /i/ olmalıdır. Bu da az önce dediğim kırık-sökük sözcükleri ile eştir. Kırık kırılmış, sökük sökülmüş, terik terlemiş... Evet, terlemiş anlamına geliyor. Biraz düşündüğümüzde ter sözcüğü ile de aynı anlama geldiğini görmekteyiz. Ter; eğnimizi terk eden sıvıya denir. Demeli eğnimizdeki sıvı yerini terk ediyor ulayı terlemiş oluyor. Bana göre eskiden bu sözcük terik sıvı idi. Sıvı sözcüğü bir süre sonra kullanımdan düştü ulayı terik önadı (sıfatı) tek başına bu kavramı karşılamaya başladı.

Bu sizi şaşırtmasın. "Aydan arı, sudan duru" deyimimize göre. Burada geçen arı sözcüğünün bildiğimiz bal üreten böcek ile hiç bir ilgisi yoktur. Kaşgârlı Mahmut, Divanı Lügatit Türk betiğinde arı sözcüğünü temiz, saf olarak vermiştir. Bu yüzden bu sözcük bir önaddır. Arı böcek sözcüğündeki böcek sözü düşmüş yalnızca arı kalmıştır. Atalarımız bunlara arı demeli saf, temiz demişlerdir çünkü bunlar son derece arınıklardır. Her bir arı öz kovanına girmeden önce ayaklarını bile temizler. Dışarıda gezerken çiçeklere konarlar, mındar dediğimiz nenlere yaklaşmazlar.

Bu tür örneklerden bayağı vardır dilimizde. Mısır ülkesinin adı örneğin. Bitki adı olarak da kullanılır. İşin özü şudur; Mısır'dan gelen bu yeni bitkiye mısır buğdayı denmiştir. Bir süre sonra buğday sözcüğü kullanımdan düşmüş ulayı mısır kalmıştır.

Bu konuda çok önemli bir örnek daha var. Azerbaycan Türklerinin hindtoyuğu, hindxoruzu dediği diriye bir oğurlar biz de öyle diyorduk. Tavuk (toyuq) sözcüğü bizde düşmüş hind (hindi) tek başına kullanılır olmuş. Az önce dediğimiz mısır buğdayı örneğindeki gibi oldu. İlginç olan, bu diri bizden de İngilizlere gitmiş. Onlar da türkiye kuşu diye adlandırmışlar. Öngöreceğiniz gibi kuş sözcüğü düşmüş, yalnızca türkiye kalmış. O da bugün turkey olarak hem diriyi hem de ülkemizin adını simgelemektedir. Bu nedenle kimilerinin dediği gibi "İngilizler bizimle dalga geçiyor" sözünü taplamıyorum.

Artık diyebiliriz; sözcükler de terleyebilir. Çünkü terlemek sözcüğünün ıraklaşmak, uzaklaşmak, terk etmek anlamları olduğunu biliyoruz. Az önce verdiğim örnekleri usunuza getirin. Onlar iki sözcükten oluşuyorlardı. Biri terk etti yoldaşını, tıpkı eğnimizi terleyip, terk eden sıvı gibi...

Hiç yorum yok: