Bakü'de Göktürkçe Kursu

Azerbaycan'ıñ başkenti Bakü'de 8 Ocak 2013'te Göktürkçe öğreneğine (kursuna) başladık. 29 Ocak'taki yazılı sınavla da bitirdik.

2011 yazında Iğdır'da obamızdaki çocuklara vérdiğim öğrenek deneyimine güvenerek, böyle bir girişimde bulunma yönünde düşünce belirdi önce. Bunu, Türkem Dersanesi'niñ yönetimine bildirdiğimde olumlu karşıladılar. Elnur Manafov bey, sağolsun dersaneniñ tüm olanaklarını sundu. Böylece biz de, Aralık 2012'de bol bol tanıtım yapmaya géçtik. 3 yédigünlük tanıtımıñ soñunda, 17 kişilik bir başvuru almış, bunuñ 14'ünü ilk derste görmüştük. Öğreneğimiz ödenişsiz olup, tüm araç gereçler de yine kurumca karşılıksız dağıltı.

Göktürkçe üzerine daha önce özel kurumlarda böylesi bir uygulama oldu mu, bilmiyorum. Sanırım bir ilk olarak değerlendirilebilir. Kişisel öğrenimleri es géçiyorum. Yoksa, Iğdır'daki 1 aylık deneyimim bundan daha önce gelir. Orada, çocuklar üzerinde bir deneyim yaşamıştım. Hangi damgayı daha hızlı öğreniyor, hangi damgayı yazmakta çetinlik çekiyorlar gibisinden günlük tutmuş, ileride bir kılavuz anıklanacaksa, bu günlükten yararlanılabilir diye de saklamıştım. Nitekim, bu günlüğümüñ bir beñzerini Türk Dil Kurumu'na da gönderdim. Géribildirimde bulunmadılar ya, neyse.


Tanıtımlarda 7 Ocak'ta ders başlayacak dések de, katılımcılarıñ uygun öy dilimlerine göre geliş gidişlerini gözönüne alıp, öğrenek çizelgesi çıkardığımızda, bir günlük bir gécikme ile 8 Ocak'ta başladık. Iğdır'daki deneyimlerimi, birileriniñ birgün kılavuz anıklar diye düşündüğüm günlüğümüñ yardımıyla çıkardığım yöntemi uygulamaya koyuldum. Öğrenmek için od fışkıran gözleri gördükçe, daha bir istekli añlattım dersleri. Böylece, 2. dersiñ soñunda öğrenciler damgalarıñ tümünü biliyor, adlarını yazabiliyor, günlük dilden sözcükleri bol yanlışlarla yazabiliyorlardı.

2. dersimizden soñra Türküstan çavlığında (gazetesinde) tanıtımımız yapıldı. Dersdeki görüntülerimizi çekip, yérlikler üzerinde paylaştık. Böylece, géñelağ üzerinden kendimizi daha iyi pazarladık. İlk başlarda tanımımızı yaparken, bizim göñül adamış kişiler olduğumuzu düşünüyorlar, gérçekleşmeyecek hoş bir istek arkasından gittiğimizi sanıyorlardı. Oysa şimdi, ortada somut görülen bir iş, bu işi yapan kişiler olunca düşünceler değişti.

Génelağ üzerinden bolca ileti aldık. Dersleriñ ağ üzerinden yayınlanması düşüncesini dile getiren arkadaşlarımız olsa da, ben bu düşünceyi şimdi uygulamayı doğru bulmadım. Çünkü, daha önce böylesi bir deneyimim yoktu. Doğaçlama gidiyordum derslerde. Doğrudur, ilk başlarda izlediğim bir yol yordam vardı da, şimdi o yordamıñ dışına çıktım. Iğdır Günlüğü, damgalarıñ öğrenilmesi üzerine çocuklar üzerindeki deneyimlerimdi. Bu deneyimle çok kısa sürede damgaları öğrettikten soñrası için bir düşüncem yoktu. İşte! Bu yüzden, bu öğreneği çekmek, görütlü (vidyolu) ders oluşturmak konusuna soğuk davrandım. Ancak yine de, böylesi bir uygulama için kolları sıvadım. Daha soñraki dönemlerde açılacak bölüt (sınıf) üzerinde bunu gérçekleştirecektim. Bu düşüncelerle yola çıkıp, birkaç çizim bile yaptım.



İlerleyen günlerde, öğrenciler uzun uzun bétinler yazmaya başladılar. Evde yazıp getirmelerini istiyordum. Bölütte ise, daha çok Orkun Yazıtları üzerinde duruyor, kolay añlaşılabilir bétinler üzerinde alıştırmalar yapıyorduk. Soñ derslerde daha çok Irk Bitig üzerinden gittim. Çünkü orada kullanılan dil, çok daha açık, çok daha añlaşılabilirdi. Onsuz da bu öğrenekten çıkardığım eñ açık deneyimlerden biri, daha doğrusu çıkarımlardan biri; Irk Bitig üzerinden öğretim yapılmasıdır. Ancak yine de, "Türk Oğuz beyleri, duyun işitin; üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe, seniñ ulusunu, töreni kim bozabilir" gibisinden en bilindik, eñ ünlü sözleri de es géçmedim.

Çoğu kéz şunu işittim; "Neden Göktürkçe öğretiyorsun?". Şunu dédim hep, "Bu yazıtlar bizim ortak kalıtımız (mirasımız), ortak değerlerimizdir. Ulusumuzu daha yakından tanımak için".


Arada bir dersimize konuk öğrenciler de geldi. Konuk bir hoca getirip, 1 saatliğine de olsa, bizimle olması için çabaladım, ancak bu soñuçsuz kaldı. Çağrımızı géri çéviren hocaya kırıldım.

Soñuç olarak 29 Ocak'ta yazılı sınav yaptım. Sınavda 5 soru sordum. Irk Bitig'iñ 11. ırkını çetinlik çekmeden tüm öğrenciler okudu. Öbür 4 sorunuñ 2'si yazım kuralları, öbür 2'si de damgalar arası çévirmeleri içeriyordu. Sınav kâğıtlarını kendime sakladım. Bu konudaki bencilliğimi añlayışla karşılayın. Sınav soñrası anı olsun diye bedizlerimizi de çektirdik. Bedizde tüm arkadaşları bir yérde görmek isterdim açıkcası ancak, sınava soñraki saat diliminde gelecek arkadaş olmayınca, birkaçımız çıkamadı.



Bugün için 11 kişi daha Göktürkçe biliyor. Eski el yazmalarımızı okuyabilecek özgüce kavuştu. Günlük dilimizi kolaylıkla damgalarla yazabilecek düzeye erişti. Üstelik tüm bunlar, 3 yédigünlük, sözüm ona 3 haftalık bir öğretimiñ soñucunda oldu.


Öğrenek, başarıyla soñuçlandığı için, sözlerimi övünerek yazıyorum. Gelecek dönemlerde yéñi bölütler açacağız. Daha güzel düşüncelerim de var. Gérçekleştirmeden yazmak istemiyorum. Bittiğinde, böylesi bir tutanakla bildiririm.


Basından:

http://www.dgtyb.org/news/1874.html

http://www.turkustan.net/Medeniyyet/goyturk-dili-kursunda-sertifikatlar-verildi-haberi/664/

http://dilcilik.blogspot.com/2013/02/goyturk-dili-kursunda-ilk-sertifikatlar.html

http://www.publika.az/index.php?action=static_detail&static_id=37589&project_id=48

http://kokturukce.blogspot.com/2011/08/gokturkce-ogreneginin-sonucu.html

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Gökbey hocam, genelağdan bir bölüt açmayı ihmal etme, Azer Kardeşlerimiz gibi biz de bu derslerden faydalanmak istiyoruz.

Adsız dedi ki...

Merhaba, emekli Türkçe öğretmeniyim özdilimizi öğrenmek istiyorum, yaşım 50 ücret vs başka kriterleri bana yazabilir misiniz? Türkiye' de BUrsa gibi bir ilde bu kursu açmaları mümkün mü? Teşekkürler.

Gökbey Uluç dedi ki...

Değerli hocam, Bursa'da açılırsa, séve séve ders vérmeye gelirim.