Türkçesi Varken, Öbürleri Ölsün mü?

Türkçesi varken! diyerek yürüttüğümüz bu akımda, birçok kez yañlış añlaşıldığımıza denk geldim. Añlaşılan géñel kanı, salt Türkçe'niñ kullanılması, öbür dilleriñ dışlanmasıdır.

Bu yañlış añlaşılmanıñ önüne géçmek için belirtmeliyim; Türkçesi Varken! démek, öbür diller ile savaşmak déğil, Türkçe'niñ gelişimi için uğraşmaktır.
Ne İngilizce'ye ne Arapça'ya ne de başka dillere karşı bir tutum izlediğimiz sanılmasın. Başka dillere kesinlikle karşı déğiliz. Olanaklı ise dört dil bilin, yapabiliyorsanız sekiz dilde konuşun. Bir tansık yaratın da, yéryüzündeki bütün dilleri öğrenin!

Diller, yéryüzünüñ ekinsel varlığıdır. Dolayısıyla varsıllığa katkılıdır. Bunuñ için eriyip yok olan dillere üzülürüz. Öbür uluslarıñ da bizim tuttuğumuz yolu tutmasını, anadillerine yiyelenip geliştirmeleri için uğraşmalarını dileriz.
Sözüm ona; yad dile déğil, yad dilde eğitime karşıyız. Türkçesi varken, yad dilde eğitim istemiyoruz. Bu düşünceden ödün vérmiyor, kesin söz söylüyoruz; Türkçesi Varken!

Yalnızca bunuñla yétinmiyor, özleşme de istiyoruz. Bunuñ için kendimize Z. Gökalp'iñ sözünü uranlık olarak séçtik; Başka sese benzemez ananıñ sesi, değme sözüñ ararsan vardır Türkçesi. Böylece dilimizde yér édinmiş, édinmekte olan yad kökenli sözcükleriñ yérine géçebilecek uygun sözler bulmaya, varsa yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken de, kimseye baskı uygulamıyor, kişisel yéğlemine bırakıyoruz. Nice ki, kelime ile sözcük birlikte kullanılıp, ikisi arasında bir yadırganma yaşanmıyorsa, vitrin ile sergen arasında da bu durumuñ olması için çabalıyoruz.

Bizi yañlış añlayanlarıñ öne sürdüğü gibi, yad yır (şarkı) dinlemeyin, yad bétik okumayın, yad olan bilmem neyi kullanmayın démiyoruz. Dileğimiz; başka diller ile anadilimiziñ birbirinden ayrı tutulması, ikisi arasına çizgi çekilmesidir. Anadilimizi kullanırken de, duruluktan yana olunmasıdır. Doğrusu, evrensel olan ezgiyi, yırı yasaklamak usdışı olur.

Böyle yapmasak, aşırıcı oluruz. Aşırılık karşıtını doğurur, soñra da onu besler. Türkçe karşıtlığını doğurmak için, art amaçlı olmak gerek. Oysa biz dilimizi séviyoruz.

Hiç yorum yok: